Kütüphanemİz - obezİte

Kilo- Kilo- Kilo; Çağımızın Baş Belası

 

Obezite nedir, yeni yüzyıl hastalığı mıdır?

 

1800’lü yıllarda neredeyse tüm dünyada hafif kilolu olmak daha revaçta idi. Bu dönemim ressam ve heykeltıraşlarının eserlerinde sıkça kilolu insan portreleri ve heykellerinin yapıldığını görüyoruz. Ancak özellikle son 40-50 yıl içinde kilolu olmak başa bela hale geldi ve maalesef çok hızlı bir şekilde artmaya da devam ediyor. Konu ülkelerin sağlığını o kadar ciddi boyutta etkilemeye başladı ki artık çok büyük bütçeler sırf obezite ve onun yol açtığı hastalıklara ayrılıyor. Örneğin Amerika’da bir yıl içinde bütçeden ayrılan miktar yaklaşık 190 milyar dolardır. Ülkemizin yıllık gelir bütçesinin 180 milyar dolar olduğunu hatırlarsak bu rakamın ne denli büyük olduğu daha iyi anlaşılabilir.

 

Obezite endüstrileşmiş ülkelerin gelir seviyesi düşük kesimlerinde sık görülürken gelişmekte olan ülkelerde ise orta ve yüksek gelirli kesimlerinde daha fazla görülüyor. Şehirlerde  ve kadınlarda, kırsal kesime ve erkelere göre oranla daha yaygındır.

 

Ülkemizde obezite sıklığı konusunda yapılan çalışmalar sonucu 2000 li yılların başlarında %30 civarında olan fazla kilolu olma ve obezite sıklığının günümüzde bazı bölgelerimizde %50 ye kadar çıktığını görmekteyiz. Amerika’da ise 2015 yılında tüm nüfusun %84 ünün fazla kilolu ya da obez olduğu bilinmektedir.  Erişkinlerde olduğu gibi çocukluk yaş grubunda da obezite her yıl daha da artarak ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Sedanter yaşam şekli, fizik aktivite azlığı (Televizyon ve bilgisayar karşısında günde 2 saatten fazla zaman geçirmenin fazla kilolu olmayı %52, obeziteyi %28 arttırdığı saptanmıştır), kompleks karbonhidrat ve yağlı gıdaların fazla tüketimi, obezitenin en önemli artış nedenleridir. Obezite oluşmasında; genetik ve çevresel faktörlerin yanısıra bazı ilaçlar ve hormonal nedenler de (tiroid bezinin az çalışması-hipotiroidi, Cushing sendromu, polikistik over sendromu, büyüme hormonu eksikliği gibi) etken olabilir.

 

Obezite türleri nelerdir?

 

Yağ hücre sayısı ve büyüklüğüne göre, yağın vücutta biriktiği yere göre obezitenin değişik sınıflamaları yapılmıştır. Ayrıca obeziteyi poligenik veya monogenic obezite olarak da sınıflandırabiliriz.

 

Obezitenin belirtisi var mıdır? Çok yemek yeme isteği olması obezite başlangıcı mıdır?

 

Giderek daha sık ve fazla yemek yemeğe başlamak ve hareketin giderek azalması obezitenin habercisi sayılabilir. Daha yeni yemek yemiş bir kişinin tekrar acıkması insulin direncinin başladığını ve eğer tedavi edilmezse obezitenin ve şeker hastalığının habercisi olduğunu gösterir.

 

Obez olup olmadığımızı nasıl anlarız? (Obez miyim, fazla kilolu muyum?)

 

Bir kişinin fazla kilolu ya da obez olup olmadığını anlamak için çok basit bir formül kullanılabilir. Vücut ağırlığımızı, boyumuzun karesine bölersek çıkan sonuca göre kilomuzu değerlendirebiliriz. Vücut Kitle İndeksi de denilen bu formülde sonuç 25 in altında olmalıdır. Eğer çıkan sonuç 25-30 arasında ise fazla kilolu olduğumuzu anlarız. Sonuç 30’un üstünde çıkarsa  bu obez olduğumuzu gösterir. Örneğin 1,75 m boyunda ve 82 kilo isek; 82/1,722  =27,7 çıkar ki bu kilomuzun fazla olduğunu ve dikkat etmemiz gerektiğini gösterir.

 

Obezite ile genetik faktörlerin ilgisi var mıdır?

 

Vardır. Örneğin sadece bir ebeveyni obez olan çocuğun obez olma riski % 40 artarken , her 2 ebeveyni de obez olan çocuğun obez olma riski %80 artar.

 

Obezite tedavisi nasıl yapılır?

 

Öncelikle beslenme düzenlenmeli ve hareketli bir yaşam tarzına geçilmelidir. Bu konularda uzman diyetisyenlerden ve egzersiz eğitmenlerinden yardım alınabilir.

 

Obezite tedaviden sonra tekrar eder mi? Tedaviden sonra neler yapmak gerekir?

 

Tedavi ile normal kilosuna gelen her birey mutlaka “koruma programı”na devam etmeli ve beslenme uzmanın söylediklerine uymalıdır.

 

Obeziteye bağlı hastalıklar nelerdir?

 

Obezite; Diyabetes Mellitus (şeker hastalığı), hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, akciğer fonksiyonlarında bozulma, uyku apnesi, osteoartrit ve gut hastalığında artma, bazı kanserlerin görülmesinde artmaya neden olabilir. Meme, barsak, prostat, safra kesesi kanserleri obez hastalarda çok daha sık görülmektedir.

 

Peki, Obezitenin çözümü nedir?

 

Hepimizin bildiği gibi bu konuda her gün televizyon ve yazılı basında onlarca öneri, diyet ve egzersiz programına rastlamak mümkün. Bence, kilo vermenin yolu hareketimizi arttırmaktan geçiyor. Objektif olarak düşünecek olursak son yıllarda daha az hareket ettiğimizi rahatlıkla fark ederiz. Bu da aylar ve yıllar içinde bize kilo olarak geri dönüyor. Diyeti ve dengeli beslenme programının tabii ki çok önemi var ama kilo vermek yolunda en önemli adımın hareketimizi arttırmak olduğunu lütfen unutmayalım. Her gün yapacağımız yarım saatlik tempolu yürüyüş bize çok faydalı olacaktır. Ayrıca; özellikle çocukluk yaş grubunda yemek yeme alışkanlığı ve yaşam biçimi düzeltilmeli, hormonal bir hastalık varsa tedavi edilmeli, psikososyal ve çevresel faktörler düzeltilmeli, mümkün olduğunca genetik faktörler elimine edilmeli, çok kısıtlayıcı bir diyet uygulanmamalıdır. İki yaş altında yağ kısıtlaması yapmamak ve tatlı yemekleri tamamen diyetten kaldırmamak gerekir. Yavaş yemek yeme alışkanlığı sağlanmalı, mümkün olduğunca tüm aile birlikte yemek yemeli, alışverişte ve yemek hazırlamada çocuğun katılımı sağlanmalı, atıştırma tarzında yemek yemekten uzaklaşılmalı, TV seyrederken yemek yeme ve atıştırma engellenmeli, ödüllendirme ve cezalandırmada yemek kullanılmamalı, ev dışında mümkün olduğunca dengeli yemek yenmesi sağlanmalı, ailenin yemek yeme ve egzersiz yapma alışkanlıklarında gerekirse değişim sağlanmalı, davranış değişiklikleri dikkatlice gözlenmeli ve sedanter yaşam biçimi engellenmelidir.

 

Obez olmamak için kaçınılması gereken ve mutlaka yenilmesi gereken besinler nelerdir?

 

Özellikle yenmesi gerekli besinler yoktur ancak glisemik indeksi yüksek, kolesterolden zengin yiyecekler diyetten çıkarılmalı, sağlıklı bir beslenmede yapılması gerekenler uygulanmalıdır. Gazlı içecekler( kola- ice tea- gazoz gibi), fast food, cips, boyalı şekerler, atıştırma tarzında alınan kekler, bisküviler beslenmeden çıkarılmalıdır.

 

YAZ MEVSİMİNDE DOĞRU BESLENME

 

Sıcak yaz aylarının yaşandığı şu günlerde dikkat edilmesi gereken konulardan biri de kuşkusuz beslenme. Artan sıcaklarla birlikte bebek, yaşlı ve hamileler ile kalp hastalığı, hipertansiyon, şeker hastaları gibi kronik hastalıkları olan bir takım sağlık problemleri ile karşılaşılabilmektedir. Bu sorunların başında sıcak çarpmasına ve sıvı kaybına bağlı rahatsızlıklar ve besin zahirlenmeleri gelmektedir. Günlerin uzamasıyla birlikte öğün saatlerindeki değişiklikler kilo alınmasına neden olabilir. Bu nedenle sağlıklı beslenme kurallarına uymak ve mutlaka egzersiz yapmak gerekmektedir.

 

Yaz aylarında hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte vücuttan ter ile su, sodyum ve potasyum atılır. İnsan vücudunun %60 – 70’i sudur ve vücutta sıvı dengesinin sağlanması için atılan sıvının mutlaka yerine konması gerekmektedir. Aksi takdirde sıvı kaybına bağlı dehidratasyon görülmektedir. Bu nedenle özellikle sıcak yaz aylarında alınan sıvı miktarı arttırılmalıdır. Erişkinlerin günlük ortalama 2 – 3 lt su içmesi gerekir. Bebekler ve küçük çocuklar sıvı kayıplarını ifade edemeyecekleri için ebeveynlerin dikkatli olması ve susamalarını beklemeden su ve taze meyve sularıyla sıvı ve elektrolit ihtiyaçlarını karşılamaları gerekmektedir.

 

Ayrıca yaz aylarında serinlemek adına içilebilecek yüksek kalorili içecekler ve yiyecekler de kilo aldırabilir. Bu nedenle kremalı soğuk kahvelerden, alkol oranı yüksek içeceklerden, şekerli meyve sularından kaçınılmalıdır. Bunların yerine su başta olmak üzere ayran, şeker katılmadan yapılmış taze meyve suları veya kompostolar, maden suyu, az şekerli limonata tercih edilmelidir. Özellikle kalp damar hastaları ve karaciğer yağlanması olanlar kızartma ve aşırı yağlı yiyecekler yerine tam tahıllar, sebze ve meyveler gibi posalı yiyecekleri tercih etmelidir. Kan şekerini hızla yükseltip hızla düşüren yağlı, şekerli ağır tatlılar yerine birçok vitaminle birlikte kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ve çinko gibi minerallerce zengin olan dondurma veya sütlü tatlılar tüketilmelidir.

 

Yaz aylarında antioksidanlarca zengin meyve ve sebzelerden günde 5-6 porsiyon tüketilmesi gerekmektedir. Zengin C vitamin içeriği olan yeşil biber, maydanoz, çilek, erik, limon gibi sebze ve meyveler; yumurta, havuç, kayısı, süt ve türevlerinde bulunan A vitamini ayrıca kuru baklagiller, tahin, ceviz, fındık ve badem de bol miktarda bulunan B vitamini, antioksidandır ve yaz aylarında sıkça tüketilmeleri gerekmektedir.

 

Sıcak havalarda sıkça rastlanan bir diğer sorun da besin zehirlenmeleridir. Özellikle süt ve ürünleri, dondurma gibi çabuk bozulacak grupraki besinlerin tüketilmesinde dikkatli olunmalıdır. Pastörize edilmemiş açık süt ve ürünleri ve bu sütlerden yapılan dondurmalar tüketilmemelidir. Yiyecekler satın alındıktan sonra mutlaka buzdolabında saklanmalıdır. Besin zehirlenmelerinde mide bulantısı, kusma, karın ağrısı, diyare gibi belirtiler tedavi gerektiren durumlardır.

 

Zeynep Budakoğlu Subaşı – Beslenme ve Diyet Uzmanı

Endomer News Sayı 9  - 2012

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA OBEZİTE

 

Son yıllarda gelişmekte olan ülkelerde çocukluk döneminde obezite sıklığının artması kaygı vericidir. Çünkü obezitenin sağlık ve hayat süresi üzerine olumsuz etki yaptığı konusunda kuvvetli deliller mevcuttur.

 

ÇOCUKLARDA EN SIK HANGİ DÖNEMLERDE OBEZİTE'YE RASTLANILIR?

 

Erken çocukluk çağında obezite oldukça düşük olduğu (% 5'den az), gençlik ve genç erişkinlikte artış gösterdiği ve en yüksek orta yaşlarda ulaştığı söylenebilir. ABD'de obezite sıklığının okul çocuklarında % 5-10, adolesanlarda % 10-15 olduğu bildirilmektedir. Kız çocuklarında sıklık erkeklere göre daha fazladır. Obezitenin erkek çocuklarda kızlara göre daha yüksek oranda olduğunu saptamışlardır. Gelişmiş ülkelerde genellikle alt sosyoekonomik kesimlerde, gelişmekte olan ülkelerde ise üst kesimlerde obezite daha sıktır. Ülkemizde büyük kentlerde yaşayan okul çağındaki çocuklarda ve adolesanlarda % 10-15 gibi yüksek oranlar saptanmaktadır.

 

ÇOCUKLARDA ŞİŞMANLIK (Obezite)

 

Çağımızın en önemli hastalıklarından biri olan obezite sadece gelişmiş ülkelerin sorunu olmaktan çıkmış ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde de giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Hastalığın yol açtığı psikososyal örselenmenin haricinde kan lipid düzeylerinde yükseklik, hipertansiyon, kalp krizi riskinde artma, şeker hastalığı gibi oldukça önemli sorunlar karşımıza çıkmaktadır. Çocukluk yaş grubunda durum daha da vahimdir. Ülkemizde 6-17 yaş 6924 çocukta yapılan bir çalışmada fazla kilolu çocuk sıklığı %10.3, obezite sıklığı ise %6.1 olarak bulunmuştur. Bir başka çalışmada ise 0-8 yaş arası çocuklarda %9.3 gibi yüksek bir sıklık bulunmuştur. Sosyo-ekonomik durumu daha iyi olan bölgelerde bu rakamın çok daha yüksek olduğu tahmin edilmektedir. Nitekim Amerika'da bazı eyaletlerde obezite sıklığı %70-80'lere kadar yükselmektedir. Obezitenin nedeni kalori alımı ve harcanması arasındaki dengesizliktir. Enerji dengesinin pozitifleşmesi sonucu yağ dokusunda fazlalık meydana gelir. Bir çocuğun obez olup olmadığını anlamak için vücut kitle indeksi denilen bir hesaplama yapılır. VKI= Vücut ağırlığı/Boy2 formülüne göre eğer çıkan sonuç 25-30 arası ise "fazla kilolu", 30'un üstünde ise "obez" olarak adlandırılır.

 

Çocuklarda obeziteye neden olabilecek hormonal faktörlerin mutlaka ekarte edilmesi gereklidir. Örneğin, tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi) şişmanlık yapabileceği gibi kortizol hormonunun fazlalığı da (cushing sendromu) obezitenin önemli nedenlerindendir. Bu nedenle obez olan her çocuk mutlaka çocuk endokrinoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Eğer endokrin bir neden bulunamazsa diyet ve egzersiz programına derhal başlamak gerekir. Aynı zamanda büyüme ve gelişme çağında olan çocuğa uygulanacak diyet programında bu konuya özellikle dikkat etmek ve gelişmeyi engellemeyecek önerilerde bulunulmalıdır.

 

Obez çocuklara yaklaşımda dikkat edilmesi gerekli noktalar şunlardır:

 

1. Çok kısıtlayıcı bir diyet uygulanmamalı

 

2. İki yaş altında yağ kısıtlaması yapılmamalı

 

3. Tatlı yemekleri tamamen diyetten kaldırmamalı

 

4. Şok diyetlerden uzak durmalı

 

5. Sauna, kusma, idrar söktürücü kullanılmamalı

 

6. Öğün atlamadan yavaş yemek yeme ve iyi çiğneme alışkanlığı sağlanmalı

 

7. Mümkün olduğunca tüm aile birlikte yemek yemeli

 

8. Alışverişte ve yemek hazırlamada çocuğun katılımı sağlanmalı

 

9. Atıştırma tarzında, fast food türü yemek yemekten uzaklaşılmalı

 

10. TV seyrederken yemek yeme ve atıştırma engellenmeli

 

11. Ödüllendirme ve cezalandırmada yemek kullanılmamalı

 

12. Ev dışında mümkün olduğunca dengeli yemek yemesi sağlanmalı

 

13. Ailenin yemek yeme ve egzersiz yapma alışkanlıklarında gerekirse değişim sağlanmalı

 

14. Davranış değişiklikleri dikkatlice gözlenmeli

 

15. Çocukların bilgisayar ve TV başında çok fazla vakit geçirmesi önlenmeli

 

16. Antremanı olan bir spora yönlendirilmeli

 

ÇOCUKLARDA OBEZİTE NASIL GELİŞİR?

 

Özellikle sedanter yaşam şekli, hareketsizlik, fast-food alışkanlığı çocuklarda obeziteyi geliştiren faktörlerdir.

 

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA OBEZİTE İLE İLGİLİ HASTALIKLAR

 

Çocukluk çağında ortaya çıkan obezite, erişkin obezitesi için önemli bir risk faktörüdür. Erişkin şişmanların çoğunda obezite başlangıcının çocukluk yaşlarına uzandığı iyi bilinmektedir. Ayrıca çocukluğunda şişman olanlarda kardiyovasküler risk faktörlerinin gelişme ihtimali de daha fazladır. Yakın zamanlara kadar ülkemizde çocuklardaki şişmanlık üzerinde pek durulmamış ve "şişman çocuk, sağlıklı çocuktur" görüşü aileler ve hekimler arasında yaygın kabul görmüştür. Obezite, teşhis edildiğinde bir hastalık olarak kabul edilmeli, erişkin yaşlarda devamının ve komplikasyonlarının önlenebilmesi için erken dönemde tedaviye başlanmalıdır.

 

Çocukluk obezitesi ile ilgili olan diğer hastalık ve problemler şöyle sıralanabilir:

 

  • Kalp krizi
  • Diyabet
  • Yüksek kan basıncı
  • Yükselmiş kolesterol
  • Yükselmiş trigliserit
  • Astım
  • Ortopedik problemler
  • Sleep apne (uykuda solunumun durması)
  • Yeme bozuklukları,
  • Depresyon
  • İntihar
  • Kendine güvenin azalması

 

Ergenlik çağında obezite daha mı tehlikelidir?

 

Evet, okul öncesi dönemde ve ergenlik döneminde obez olan çocukların ileri yaşlarda obez olma riski yüksektir.

 

ÇOCUKLARA DOĞRU BESLENME ALIŞKANLIKLARINI NASIL KAZANDIRABİLİRİZ?

 

Markette birlikte alışveriş yaparken kendinizi ödüllendirmek için dondurma alacağınızı söylemeyin. Bunun yerine sebze ve meyve bölümüne gidin ve en sevdiğiniz meyveyi alın. Ne kadar güzel göründüğünden, kokusundan, renginden ve bunları yemekten nasılda hoşlandığınızdan söz edin. Çocuğunuz böylelikle sağlıklı yiyeceklerin de ödül olabileceğini öğrenecektir.

 

Beraber televizyon izlediğinizde gösterilenler üzerine yorum yapmaya başlayın. Kullanılan pazarlama stratejilerine dikkati çekin. Reklamlarda söylenenlere karşıt görüşler dile getirin. Çocuklara yönelik pazarlama stratejilerinin bir yönü de çocukların yiyecek firmalarının onların yanında olduğunu düşünmesini sağlamaktır. Bu fanteziye izin vermeyin. Çocuklarınıza reklamların sadece insanların daha fazla para harcamasını sağlamaya çalışmasından başka bir şey olmadığını bilmesini sağlayın.

 

Doyduklarını hissettiklerinde çocukları yemek yemeyi bırakmaya teşvik edin. Bu alışkanlığı edinmek ebeveynler için zordur; çünkü pek çok yetişkinin anne babaları, onları, küçükken tabaklarındakileri bitirmedikleri için azarlamıştır. Günümüzde bu taktik pek çok çocuk için artık faydalı değildir. Ebeveynler tersine çocuklarını bebeklikten itibaren, doyduktan sonra yemek yemekten caydırmalıdırlar.

 

Bebeklik döneminde katı gıdalar verilmeye başlanmasından itibaren yemek yemeyi çocuğunuzun tüm dikkatini verdiği bir iş haline getirin. Mama sandalyesinde ya da yemek masasında televizyon gibi dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak bir yer olsun.

 

Okula giderken eline kek, meyve suyu gibi veya para vererek okulda kantinden bir şeyler yemesini teşvik etmek değil sabahları oturup ailece kahvaltı yapma alışkanlığı kazandırılmalıdır.

 

ANNE VE BABALARIN DAVRANIŞLARI ÇOCUKLARIN İŞTAH ARTIŞINA NEDEN OLABİLİR Mİ?

 

'Bu senin sağlığın için çok yararlı'

 

'Bunu yemen gerekir'

 

'Bu sağlığına zararlı'

 

'Daha az ye kilo alıyorsun'

 

Bu tarz ifadeler kullanmak birçok çocuk için çok fazla şey ifade etmez. Çocuğun besin seçimlerinde diğer faktörler daha etkilidir. Çocuklar acil ihtiyaçları ve istekleri doğrultusunda seçimler yaparlar. Tat, ailenin etkisi, okul, basın, arkadaş çevresi ve kardeş çocuğun besin seçiminde iyi ya da kötü beslenmesini etkileyen faktörlerdir. Çocuk anne ve babasına çeker.

 

Bir davranışı örnek almak çocuğunuzun yapmasını istediğiniz bir şeyi yapmasını söylemekten çok daha etkili olabilir. Bilinçli olarak örnek olmadığınızda bile çocuğunuz sizi örnek olarak öğrenir.

 

Çocuklar ebevylerinin kilo alma verme konusundaki gerginliklerini sezer ve beden imajı ve sağlık konusunda akıl karıştırıcı bazı mesajlar alabilirler.

 

Siz gün boyu yemek yeme ve egzersize ilişkin çocuğunuza gönderdiğiniz ince mesajların muhtemelen farkında bile olmazsınız. Bunların geçip gitmesine izin vermek yerine, kendinizin, eşinizin ve tüm ailenizin yiyecek ve egzersize karşı davranışları üzerinde değişiklikler yapın.

 

Emziren annelerin çocuklarının obez olmaması için...

 

Anne sütü alan çocuklar mama alan çocuklara göre daha şanslıdır. Obez olma riskleri düşüktür ama çocuk her ağladığında emziren annelerin bebekleri obez olabilir.

 

ÇOCUKLARDA OBEZİTE DİYABETE SEBEP OLUYOR...

 

Günümüzde çocukluk çağı obezitesi en sık karşılaşılan sağlık sorunlarından biri haline gelmiştir. Obezite, Tip 2 diyabet için önemli bir risk faktörü olup Tip 2 diyabetlilerin % 90'ı obezdir. Son yıllarda özellikle obez ergenlerde glukoz intoleransı sıklığına dikkat çeken araştırmalar yayınlanmaktadır. Obez çocuklarda normal glukoz düzeylerine rağmen hiperinsülinemi insülin direncinin varlığını gösterir. Eğer tedbir alınmazsa bu Tip 2 diyabetin başlangıç döneminin yansıması olabilir.

 

Beslenmenin düzenlenmesi ve ağırlık kaybı, diyabetin izleminde temel öğelerden birisidir. Diyabetli çocuğun günlük kalori ve besinsel gereksinimleri diyabetli olmayan diğer yaşıtı çocuklardan farklı olmayıp, yeterli ve dengeli bir beslenme planı hazırlanmalıdır. Tip 2 diyabet riski altındaki obez bireylerde ağırlık kaybının hiperglisemi riskini 23 kat, hiperinsülinemi riskini ise 6 kat azalttığına dair kanıtlar vardır.

 

Ancak hızlı  ağırlık kaybına yol açan programlar çocuklar için güvenli değildir ve kaybedilen ağırlığın korunmasını güçleştirir. Ayrıca uzun süreli sağlıklı yeme davranışı geliştirmeyi de sağlamaz.

 

Obez diyabetiklerde öğün sayısı ve öğün içeriği çok önemlidir. Beslenme sıklığının arttırılarak 3 ana 2-3 ara öğünlü beslenme planı düzenlenmelidir.

 

Şekerli ve gazlı içeceklerin yerine su, ayran, süt ve taze sıkılmış meyve sularının tüketimine özendirilmelidir.

 

Yemeklerin yavaşça ve iyice çiğneyerek yenmesi öğretilmelidir. Tv ve bilgisayar başında atıştırmalardan kaçınılmalıdır. Günde 2 saatten fazla Tv ve bilgisayar başında geçirilen zamanın obezite riskini % 28 arttırdığı rapor edilmiştir.

 

Çocuklarda abur cubur ve fast food tüketimi obezitenin başlıca tetikleyici etkenlerindendir. Doymuş yağ alımının yüksek olması insülin direnci gelişimine neden olabileceğinden doymuş yağ alımının azaltılması ve gereksinimleri kadar alınacak miktarların belirlenmesi gerekmektedir.

 

Posa tüketiminin yetersiz olması da Tip 2 diyabet için risk oluşturabilmektedir. Posa tüketimini arttırmak için beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekler, pirinç yerine bulgur, meyve sularının yerine kabuklu meyvelerin soyulmadan yenmesi, günde 5 porsiyon sebze-meyve  ve haftanın 2-3 günü kurubaklagil tüketilmelidir. Posa içeriği yüksek glisemik indeksi düşük gıdalarla beslenildiğinde insülin hormonunda ve yağ depolanmasında azalma meydana gelir ve yağ yakımı başlar. Sonuçta da kilo kaybı oluşur.

 

Dyt. Zeynep BUDAKOĞLU SUBAŞI

 

Çocukların Zayıflamasında Dikkat Edilmesi Gereken Unsurlar

 

Obez çocukları beslenme programına hazırlarken özellikle okuldaki yemek menüleri, ev dışında yeme sıklığı, porsiyon büyüklüğü, günlük tüketilen meyve ve sebze miktarı, kahvaltı sıklığı ve kalitesi, fast-food tüketimi, abur-cubur tüketimi, besin seçiciliği, hastalık öyküsü, doğum ağırlığı, anne sütü alımı, ek besinlere başlama zamanı, formüla mama tüketimi ve başlama süresi, anne-babada obezite varlığı, diyet yapma öyküsü değerlendirildikten sonra çocuğun hoşuna gidecek sağlıklı beslenme programı hazırlanması gerekir.

 

Amerikan Pediatri Akademisi – Çocuk ve Adölesanlarda Şişmanlığının önlenmesi Değerlendirilmesi ve Tedavisinde Uzman Komite Önerileri- 2007 raporuna göre haftada 0,5- 1 kg ağırlık kaybından daha fazlası kesinlikle hedeflenmemelidir. Kısa sürede hızlı ağırlık kaybını sağlayan çok sınırlı enerji diyetleri, yağsız vücut kütlesi kaybına, geri ağırlık kazanımının hızlı ve fazla olmasına neden olmaktadır. Ayrıca bu tür yanlış uygulamalar büyüme-gelişme dönemindeki çocuk ve adölesanlar da uzun vadede sağlık sorunları ile büyüme-gelişme yetersizliklerine zemin hazırlamaktadır.

 

Çocuğa beslenme eğitimi, fiziksel aktivite alışkanlıkları ve bilişsel davranış tedavileri uygulanmazsa diyet yapma eylemi biter bitmez çocuk ağırlığını kontrol etme becerisini elinde tutamaz ve kısıtlamanın sonunda er ya da geç yaşanacak tıkınırcasına yeme patlamaları gözlenebilir. Yani çocukların kısıtlı diyetlere sokulması, zayıflamak yerine şişmanlamaya yol açabilir.

 

Dyt. Hatice KARSLIOGLU / Endomer News Sayı 1 -2010

 

 

 

Kanal A Çocuklarda Obezite - Diyetisyen Zeynep Subaşı

Diyetisyen Zeynep Subaşı ile Çocuklarda Obezite.

Çocuklarda anne sütünün etkileri nelerdir?

Çevresel etmenlere bağlı obezite nasıl oluşur?

Çocuklarda Obezite sonucu İnsülin artışı..

Kanal A  Diyetisyen Öykü Peren TÜRK - Çocuklarda Sağlıklı Beslenme

Diyetisyenimiz Öykü Peren TÜRK Kanal A Haber'in canlı yayında Çocuklarda Sağlıklı Beslenme hakkındaki sorularını cevapladı.

Zararlı abur cubur nedir? Neden zararlıdır? Zararlı abur cuburların çocukların bünyesine verdiği hasarlar nelerdir? Çocukların uzak durması gereken yiyecekler nelerdir? Sağlıklı abur cuburlar nelerdir? Çocuğumuza sağlıklı beslenme alışkanlığını nasıl kazandırırız? Çevresel etkenlerin beslenmeye etkileri nelerdir?

TRT Diyanet - Doç. Dr. Ergun ÇETİNKAYA / Önce Çocuk programı

Çağın hastalığı obezite çocukları da tehdit ediyor. Yanlış beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşam tarzı çocukların giderek daha fazla şişmanlamasına yol açıyor. Sebeplerinden sonuçlarına alınması gereken tedbirlerden tedavi yöntemlerine kadar çocuklarda obezite.

TRT AVAZ Fulya Akbug Doç. Dr. Ergun Çetinkaya röportajı

Obezite nedir? Çocuklarda obezitenin zararları nelerdir? Beslenme alışkanlıkları, dikkat edilmesi gerekenler... Obezite ile ilgili istatistikler... Obezitenin tedavisinde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?

FOX - Yoğurdun zayıflamaya etkisi

Yoğurt, karın bölgesindeki yağları eritir...

Kilo vermek ve karın bölgesinde yağları eritmek için tüketilen yoğurdun miktarı ne kadar olmalıdır? Yoğurdu tek başına yemeyenler/yiyemeyenler için öneriler...

 

Çocuklarda Obezite

Obezİte Konulu Vİdeolarımız

Ziyaretçi Sayacı :

Site Haritası

Kütüphanemİz - obezİte